Uzlaşma Kültürü Güçlü Tarafa Ne Sağlar?
Bir şirketin en üst yöneticisi veya ailede karar verici konumdaki ebeveynlerden birisi olduğunuzu düşünün. Hem yasal olarak hem de güç anlamında tek başınıza karar verebilecek durumdasınız. Eğer herhangi bir konuda vereceğiniz kararın sonuçlarından eminseniz, uzlaşma aramak en iyi olasılıkla size zaman kaybettirir.
Güçsüz taraf uzlaşma sonucunda önceki duruma göre belki bir kazanç sağlayabilir. Dolayısıyla güçsüz taraf açısından bakıldığında uzlaşma anlamlı olabilir ancak kendi başına karar verecek gücü olan tarafın uzlaşmadan ne gibi bir yarar sağlayabileceği belli değildir. En azından bazı kişiler böyle düşünüyor olabilir. Bu yazıda uzlaşma kültüründen güçlü tarafın kendisine nasıl bir yarar sağlayabileceğine ilişkin düşüncelerimi aktaracağım:
1-) Güç Dengeleri Zamanla Değişebilir
Sizin uzlaşma aramadığınız bir çalışan, iş ortağı ya da rakip zaman içinde büyüyerek kritik öneme sahip bir pozisyona gelebilir veya o anda sizin hiç fark etmediğiniz bir özelliğe hâlihazırda sahip olabilir. Bu durumda, önceki hesaplarınız değişir ve zamanında vardığınız anlaşma sizin hesapladığınızdan çok daha kârlı hale gelebilir.
2-) Uzlaşma Kültürü Geleceğe Dönük Beklentileri Pozitif Yönde Etkiler, Riskleri Azaltır
Uzlaşma, sizin ve işletmenizin çevresine bir güvenlik duvarı örer. Yapılan her yeni anlaşma işletmenizin taşıdığı riskleri azaltır. Daha az risk, daha uzun vadeli plan ve daha yüksek kârlılık anlamına gelir.
3-) Uzlaşma Kültürü Çalışanların Güven Duygusunu ve Verimliliğini Artırır
Uzlaşma kültürü, çalışanların kendilerini güvende hissetmesini sağlayarak işletmeye olan bağlılığı artırır. Bir işletmenin içinde kararlar bir kişinin ağzından ve herhangi bir görüşme, tartışma olmadan alınıyorsa çalışanlar gelecekleri açısından kendilerini güvende hissetmezler. ‘Acaba şu nedenle işimden olur muyum?’ korkusuna bir türlü engel olamazlar. Uzlaşma kültürünün olduğu işletmelerdeyse kişi zor durumlarda bile hakkının gözetileceğine ilişkin güvene sahiptir. Bu güven duygusu çalışanların verimliliğini ve işletmenin kârlılığını artırır.
4-) Uzlaşma Kültürü Farklılıkları Koruyarak Çok Sesliliği, Yaratıcılığı ve Gelişimi Destekler
Uzlaşma kültürünün olmadığı işletmelerde farklı seslere yaşam hakkı tanınmaz. Herhangi bir konuda gücü elinde bulunduranların düşüncelerine karşı çıkılması, eleştirilmesi hatta yeterince gönülden desteklenmemesi bile göze batmaya başlar. Farklı düşüncelerin sesinin kısılması yaratıcılığı ve gelişimi öldürerek işletmenin geleceğini zora sokar.
5-) Uzlaşma Kültürünün Olmadığı Ortamlarda Yaranma, Kayırma ve Usulsüzlük Baş Gösterir
Uzlaşma kültürü olmadığında, kişiler güce yakın olmayı ve karşı görüş açıklamamayı tercih ederler. Eleştirel güç ortadan kalkınca, çalışanlarda yöneticiye yaranma eğilimi başlar, yöneticiler ise kayırmacılığa yönelirler.
6-) Uzlaşma Kültürü Daha Huzurlu Bir Çalışma Ortamı Sağlar
Kararlarını uzlaşma kültürü içinde alan bir işletmede çalışanlar daha huzurludurlar. Bu tür işyerlerinde beklenmedik kararlardan, gizli görüşmelerden, dedikodulardan söz edilmez. Bütün çalışanlar yönetimin açık ve şeffaf davrandığını düşünür, kendilerini ilgilendiren konularda çalışanlara yeterli bilgi ve söz hakkı verileceğine güvenirler.
7-) Uzlaşma Kültürü İşbirliklerinden Daha Fazla Yararlanır
Uzlaşma kültürü hem işletme içinde hem de iş ortakları arasında iş birliğine destek olur. İş birliği kültürü bir işletmenin her iş için çalışan istihdam etmeden, giderlerini artırmadan, gereksinim duyduğu hizmetleri alabilmesini sağlar.
Uzun vadeli kazançlar için anahtar sözcükler çatışma ve kıyasıya rekabet değil uzlaşmayla iş birliğidir.
Burak Kaya
Not: İletişim ve İlişki Yönetimi Eğitimine katılarak bu konudaki yetkinliklerinizi artırabilirsiniz. OffCourse'la dünyanın her yerinde, kişisel bilgisayar, tablet veya akıllı telefonunuz üzerinden eğitim alabilirsiniz.