Sağlıklı Bir Yeni Yıl İçin Sağlık Muayenesi

Yıllar önce ilk işe girmeye hazırlandığım günlerde iş yeri benden bazı belgeler istemişti. Bu belgelerden biri de sağlık raporu idi. O zamanlar öyle özel hastaneler falan yok, ben de bir devlet hastanesine gittim çekine çekine. Kim bilir ne kadar sürecek bu iş diye kaygı doluydu içim. Oysa hastanede bu iş için özel bir birim varmış; oraya yönlendim. Kapıda bir kuyruk; herkes elinde girişte aldığı bir kağıdı imzalatmak üzere bekliyor. Muayeneye girilecek ve onay alınacak. Kuyruk nasıl biter derken kendimi kapının önünde buldum. İçeri beşer altışar kişilik gruplarla giriliyordu. Ben de sonuncu olarak bir grupla girdim. Babam yaşında, kır saçlı bir doktor, sert bir bakışla gelenleri süzdü ve en öndekini sözsüz çağırdı. O, doktor ve tek hakim, bizse onay ve rapor bekleyen garibanlardık ve aramızdaki fark çok büyüktü. Doktorun bakışları bu farkı bizim yüzümüze çarpıyordu. Doktor birinci adama sordu: “Ne iş yapacaksın?” Adam çekinerek fısıldadı: “Forklift operatörü.” Doktor yine sessizce yaklaşmasını istedi, “ellerini uzat” dedi. Adamın kollarını sıvadı, dirsekten bir iki büktü. Parmaklarına baktı. Adamın elindeki kâğıdı nefretle aldı, oturdu; kaşe, imza ve sessizce kovdu adamı. İkinci, çekinerek masaya yaklaştı. Doktor oturarak sordu: “Ne iş yapacaksın?” Adam utanarak “ben depoda çalışa...” adam sözünü bitirmeden doktor üfleyerek ayağa kalktı, adama “yere yat” dedi. Yer kirli değil ama yer işte. Adam düşünmeden sırt üstü yattı. “Ayaklarını kaldır!” Kaldırdı. “Bisiklet çevir!” Adam ne yapması gerektiğini anlamadı. Doktor iğrenerek adamın ayaklarına dokundu ve çevirmesini sağladı. İki, üç tur yetmişti. Kâğıt imzalandı. Ben, doktorun kişilerin aday olduğu işe göre farklı muayene yaptığını anlamış bulunuyordum. Bana sorsa “mühendis” diyecektim. Kesin bana sevgi gösterir “Aferin evladım” der, imzalar yollar diye içimden geçirdim. Hani bana iki ayrı şehirden kalkan tren nerede buluşur diye soracak hali yok ya. Neyse sıra üçüncüye geldi. Üçüncü kişi ufak tefek bir kızdı. Ona biraz daha kibar, “Ne iş yapacaksın?” diye sordu. Kız santralda çalışacakmış. Doktor ayağa kalktı kıza bir şeyler fısıldadı, kız ne yapması gerektiğini ilkinde anlamadı, sonra doktora cevap verdi. O da kulak muayenesinden geçmişti. Sıra bana yaklaşırken heyecanım artmıştı. Gençlik, tecrübesizlik ve devlet dairesine pek işi düşmemiş olma nedenlerinden kalp atışım hızlanıyordu. Dördüncünün ne dediğini bu nedenle duyamadım, ama doktorun ilk kez boynundaki stetoskopu kullandığını ve adamın gömlek üstünden tık tık yaptığını gördüm. Sıra bana gelmişti. Heyecanım iyice artmıştı. Adamın gözünde tüm gelenlerin aynı olduğunu bana manasız bakışından ve tınısı sıkkın, tekdüze sorusundan anladım. “Ne iş yapacaksın?” Ağzımdan o ana kadar söylemeyi düşündüğüm kelime yerine bir anda “yönetici” sözcüğü çıkıverdi. Demek ki ben yönetici olmayı bilinç altına kaydetmiştim. Doktorun sorusundan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum.

 “Apartman yöneticisi mi olacaksın, ona da mı rapor istiyorlar?”

Kendimi dışarda elimde imzalı kağıtla buldum. Doktor nereme dokundu bilemiyorum ama sözleri içimi yakmıştı. Sen bunca okul oku, iyi bir iş bul sonunda...

Değerli bir dostumun başından geçen bu olay bana çevremdeki gençlerin çoğunun dile getirdikleri talepleri hatırlattı. Gençlerin çoğundan yönetici olmak istediklerini duyuyorum. Güzel bir hedef. Ancak onlara her konuda geçerli olan iki kuralı hatırlatıyorum. Yönetici olmak istemekle yönetici olunmaz.

Birinci kural “Bedelini ödemeye hazır mısın?” Bu derin bir konu, onu okuyucunun bu konuda biraz düşünmesine bırakalım. Belki ayrı bir yazı konusu olur. İkinci konu ise yetkinlik. Yönetici olmak için belirli yetkinliklere sahip olmanız gerekir. Kötü haber seviyeler yükseldikçe aranan yetkinliklerin değiştiğidir. Eğer o mevkii için gerekli yetkinliklere sahip değilseniz “yönetici” unvanı sizi kurtarmaz. Şakayla karışık yukarda anlatılan, gülerek okuduğunuz bu anı yanı sıra gençlere diyorum ki, “Apartman yöneticisi olmak isteseniz bile bazı yetkinliklere sahip olmalısınız!” Bunun üstüne tabi kendi sorumluluklarının artacağını ve eğer elemanlar vasıtası ile iş sonuçlarına varmak üzere bir ekibe liderlik yapılması gerekiyorsa çalışanların da sorumluluğunu yüklenmelerinin gerektiğini hatırlatıyorum.

Şimdilerde yönetici olmak isteyenlere sağlık muayenesi yapılmıyor ama “Değerlendirme Merkezi” diye anılan ve deneyimli danışmanlar tarafından yürütülen bir çalışma kişilerin yönetici yetkinliklerine ne derece sahip olduğunu gösteriyor. Henüz sahip olmamak sorun değil. Eğer gelişmek ve kendinizi yetiştirmek istiyorsanız yolunuz açık, çünkü birçok “yönetici yetkinliğini” öğrenmek ve geliştirmek mümkün. Yeter ki siz görün, anlayın ve eyleme geçin.

Yeni yılda zihinsel ve fiziksel açıdan sağlıklı bir yıl diliyorum. Sağlıklı sonuçlar için ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi?

Fuat Yalçın

Not: OffCourse Eğitimlerine katılarak farklı alanlardaki yetkinliklerinizi artırabilirsiniz. OffCourse'la dünyanın her yerinde, kişisel bilgisayar, tablet veya akıllı telefonunuz üzerinden eğitim alabilirsiniz.