Olaylara Nasıl Baktığınız Aslında Kendi Seçiminizdir

Geçenlerde konuştuğum bir dostum, baktım her konuda çok olumlu beyanlarda bulunuyor, hemen sordum:

- Sen hep böyle miydin Allah aşkına? Yoksa sonra bir şey oldu da böyle iyimser tavra dönüştün?

“Evet”, dedi.

- Hatta istersen sana bunun nasıl başladığını da anlatayım. Ortaokulda boyum çok kısaydı, gördüğün gibi hala kısa bir adamım. Başkaları bundan bir eziklik duyabilir, ama ben bunun bana verilmiş bir fırsat olduğunu gördüm.

- Nasıl yani?

- Kızlar o dönem benden uzundu, gelip yanaklarımı okşarlardı, ben erkekler arasında popüler ve kıskanılan biri olmuştum. Sırf boyum kısa diye.

- Yapma ya...

- Dahası var. Kısa boylu olduğum için, biri bana bulaştığı zaman ağabeyler gelip beni korurlar “dokunmayım o, bizim adamımız” derlerdi. Kimse bana yan bakmaya cesaret edemezdi.

- Sonra yıllar geçince?

- Askere gittim orada beni hep sevdiler.

- Kardeşim sen iyi adamsın severler, boyunla ve iyimserlikle ne alakası var bunun?

- Olmaz mı? Bana zorlu işler vermediler. Hep pozitif ayrımcılık yapıldı bana. Tamam ben güler yüzlüyüm ama her güler yüzlüye böyle yapılmadı ki.

- Sonra iş hayatında ne oldu?

- Ben bundan bir ders çıkardım; başkalarının zaaf olarak gördüklerini güçlü yanım gibi kullanmaya başladım. Bunu iş hayatında eyleme çevirme yolunu da buldum ve tek bir soru sordum kendime?

- Nedir?

- Bu durumu etkileyebilir miyim? Etkileyebileceksem çalışırım, istediğim hale gelmesi için didinirim. Etkileyemeyeceğim şeylere de üzülmem.

- Hayatın başka yönlerinde bir tavsiyen var mı?

- Var tabi, aynı kural geçerli, bak geçen gün kalktım başım ağrıyor, burnum akıyor, belli ki soğuk algınlığı; hastalık başlamış; ilaç aldım ama bir haftadan önce geçmeyeceğini biliyorum. Bir de sevindim tabi, hasta olacaksam soğuk algınlığı olsun diye.

Fuat Yalçın

--------------------

Olumlu Zihinsel Tutum Eğitimi ile daha olumlu ve iyimser bir bakış açısının anahtarına ulaşabilirsiniz. (OffCourse)