Parayla Saadet Olur mu?

Bu soruya Albert Camus’nün düşünceleriyle yanıt vereyim. Camus bir yazısında özet olarak, parayla mutluluğun satın alınabileceğine inandığını söylüyordu. Bu konuda romantik görüşlere çok değer vermediğini açıklayan Camus’nün mantığı temel olarak şöyle çalışıyor: “Paran yoksa tüm zamanını para kazanmak için harcarsın ama eğer paran varsa zamanın sana kalır. Yani parayla doğrudan mutluluk değil ama zamanı satın alabilirsin. Eğer fazla zamanını da kendini mutlu edecek şeylere ayırabilirsen, daha mutlu olabilirsin.”

Camus’nün düşüncelerini tek cümlede şöyle özetleyebiliriz: “Paranla zamanı satın alabilir ve zamanını da mutlu olacağın şeylere harcayabilirsin”. Bu konuda pek çok farklı görüş olmakla birlikte en abartısız, en dürüst ve en akla yatkın olanının Albert Camus’nün görüşü olduğunu itiraf etmeliyim. Peki bu konuda yapılmış bilimsel çalışmalar Camus’nün düşüncelerini doğruluyor mu?

İsterseniz bugüne kadar yapılmış olan bilimsel araştırmalara hızlıca bir göz atalım. Doğrudan kişinin zenginliği ile mutluluğu arasındaki korelasyonu bulmaya yönelik bir araştırmada, genel olarak zenginlerin yoksullardan daha mutlu olmadıkları ancak yoksullara oranla zenginlerin görece daha az üzüldükleri yönünde sonuçlar elde edilmiş. Başka bir araştırmadaysa belli bir gelir seviyesine kadar (Yıllık 75.000.-USD gibi) paranın mutluluk getirdiği ancak daha yüksek kazançlarda bu korelasyonun geçerli olmadığı sonucu elde edilmiş. Son dönemde Pennsylvania ve California Los Angeles Üniversitelerinden bilim insanlarının yaptıkları bir araştırma ise bu soruya farklı bir açıdan bakarak Camus’nün yargısına destek olacak gibi görünüyor. Bu araştırmadaki temel odak noktası şu : “Zaman mı, para mı daha fazla mutluluk getiriyor?”

Social Psychological ve Personality Science’ta yayınlanan çalışmada zaman ve paranın mutluluk getiren iki kıt kaynak olduğu belirtildikten sonra, insanların bu iki kaynak arasındaki seçimlerinin ne oranda mutluluk getirdiği araştırılmış. 4.000’den fazla kişiyle görüşülerek yürütülen çalışmada zamanın paradan daha büyük bir mutluluk kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmış. Elde edilen bu sonucu Camus’nün baştaki sözleri ışığında yorumlarsak, eğer kendinize daha fazla zaman ayırmanıza yol açıyorsa ve bu zaman da sizi mutlu edebilecek uğraşlarla vaktinizi geçiriyorsanız, gerçekten de parayla saadet olabilir gibi görünüyor.

İsterseniz bu noktaya bir de tersten bakalım: Eğer spor, sanat veya herhangi bir sosyal etkinliğe ilginiz yoksa, seyahat etmek, yeni insanlarla tanışmak ilginizi çekmiyor ve sosyal ilişkileriniz de güçlü değilse belki fazladan gelecek zaman sizi mutlu etmeyecektir. Ancak bunun dışındaki her kişi için kendi hobilerine ayırabileceği fazladan zamanın, o kişiyi daha mutlu kılacağını söyleyebiliriz. Elbette, çok zengin olup da bütün zamanını daha fazla para kazanmak için geçirerek günde on beş, on altı saat çalışan bir işadamı için bunlar geçerli değil. Parayla mutluluğun gelebilmesi için öncelikle, para kazandıkça kendinize ayırabileceğiniz zamanın da artıyor olması gerekli. Bundan sonraki gerek şart ise zamanınızı nasıl değerlendirdiğinizle ilgili.

Kuşkusuz bu noktada ikincil öneme sahip bir konu da paranızı nasıl harcadığınız. Araştırmalar kişinin kendi zevkine uygun harcamaların mutluluk düzeyini artırırken, sırf moda diye veya farklı bir gerekçeyle gerçekte çok ilgilenmediği alanlarda yapılan harcamaların aynı etkiyi sağlamadığını gösteriyor. Eğer klasik müzik seviyorsanız bir cumartesi gecesini güzel bir konser salonunda geçirmek sizin için mutluluk kaynağı olabilir ama eğer sosyallikten hoşlanan biriyseniz paranızı bir barda eğlenerek harcamak sizin için daha anlamlı.

Şimdi başladığımız noktaya dönelim: Parayla saadet olur mu?

Eğer bu para sizi mutlu edecek uğraşlar için size fazladan bir zaman anlamına geliyorsa, ne yazık ki ‘evet’ demek durumundayım: Parayla saadet olur.

Burak Kaya