Olmuşken En İyisi Olsun

Bir dostum saat almak üzere girdiği mağazada sırasını beklerken, satıcı ile kendinden önceki müşterinin konuşmasını duymuş. Satıcı, müşterinin gösterdiği iki kol saatini de anlattıktan sonra ikisinin de yaklaşık olarak aynı özelliklere sahip olduğunu ancak 350.-TL’lik saatin 50 metre, 250.-TL’lik saatin ise 30 metre derinliğe kadar suyun altında çalışabildiğini söylemiş.

Müşteri, çocuğuna hediye etmek için almayı düşündüğü bu saatleri beğenmiş ancak iki model arasında bir türlü karar verememiş. Bir o saati, bir diğer saati eline alıp bakıyormuş. Arkadaşım, kadının karar vermekte zorlandığını görünce yardımcı olmak için, çocuğunun ne tip dalış yaptığını sormuş. Kadın ise çocuğun henüz yüzme bilmediğini ancak onun ilk saati olacağı için almışken iyi bir saat almak istediğini söylemiş.

Arkadaşım, başından geçen bu olayı anlattığında çok ilgimi çekmişti, çünkü benzer örneklere ben de rastlamıştım. “Şu arabada CKS sistemi var, peki bunda var mı?” diye soran kişiye bu sistemin ne işe yaradığını sorsanız alacağınız yanıt büyük olasılıkla “Bilmiyorum” olur.

Bu davranışın nedenini sorguladığınızda ise karşınıza başlıktaki ilginç düşünce tarzı çıkar: “Olmuşken En İyisi Olsun”. Satıcılar müşterideki bu eğilimi hissettiklerinde genel olarak üründe ne işe yaradığını kendilerinin de bilmediği garip özellikleri sıralamaya başlarlar. Bu noktadan sonra müşteri, satıcının ağzından çıkan teknolojilerin ne işe yaradığını değil, başka ürünlerde olup olmadığını sorgular. Genellikle bu sürecin sonunda müşteri hiç gereksinimi olmayan ve hiçbir zaman kullanmayacağı teknolojiler için gereksiz bir bedel ödeyerek yanlış ürünü satın alır.

Yaz ayında iki gün tatil yapmak için satın almayı düşündüğünüz çadırın kar fırtınasına dayanıklı olması size fazladan bir yarar sağlamaz veya sizin çadırdaki konforunuzu daha iyi bir hale getirmez. Eğer ileride dağcılık yaparım diyorsanız, böyle bir çadırı o zaman da alabilirsiniz.

İleride yapma olasılığınız olan işler için bugünden alışveriş yapmak henüz üniversite sınav sonuçları açıklanmadan kazanma olasılığınız olan bütün bölümlerin ders kitaplarını satın almak kadar anlamsızdır. Eğitimde, sanatta, sporda ilerleme her zaman adım adım, aşama aşama olur. Başlangıç için tasarlanmış bir ekipman, yıllar sonra, bu kişi profesyonel olduğunda yetersiz kalabilir. Ancak önce bir aşama kaydedip bu yetersizliği hissetmek, sonrasındaysa ekipmanı değiştirmek daha akıllıca olacaktır.

Bir arkadaşım çocuğuna klarnet dersi aldırmaya karar vermişti. Müzik mağazasındaki satış görevlisinin yönlendirmesiyle, çok yüksek bir fiyata, dünyanın en iyi markalarından birini satın alıp çocuğunu ilk derse bu klarnetle gönderdi. Müzisyen/öğretmen çocuğun klarnetini görünce çok şaşırmış ve “Ben genelde standart bir başlangıç enstrümanı öneriyorum ama senin klarnetin, benim ileride sahip olmayı arzuladığım klarnet” demiş. Babası bunu övünerek anlatsa da ben duyduğumda farklı düşündüm. Bunun adı haddini aşmaktı. Gereksinimlerinin üstünde bir harcama yapmıştı ve büyük bir olasılıkla hem parasını, hem de güzel bir enstrümanı ziyan edecekti.

Bir harcamanın en iyisi, en doğrusu gereksinimlerinizle en iyi örtüşenidir. Gereksinim duymazken, “Olmuşken en iyisi olsun” anlayışıyla yapılan harcamalar, paranızı çarçur etmekten başka bir işe yaramaz.

Burak Kaya

Not: OffCourse Eğitimlerine katılarak farklı alanlardaki yetkinliklerinizi artırabilirsiniz. OffCourse'la dünyanın her yerinde, kişisel bilgisayar, tablet veya akıllı telefonunuz üzerinden eğitim alabilirsiniz.