Kalp Camdandır, Cam Yapışır? Yapışmaz...

Ernest Hemingway “Bir kişinin güvenilir birisi olup olmadığını anlamanın en iyi yolu ona güvenmektir” demiş. Aslında bu sözü biraz daha genişletirsek “Bir kişiyi tanımanın en iyi yolu ona güvenmektir” de diyebiliriz. Güvenmediğiniz kişi genellikle bunu hisseder ve kontrolü elden bırakmaz, sorduğunuz sorulara içtenlikle değil hesaplayarak, temkinli yanıtlar verir. Böyle bir güvensizlik ortamında kimseyi tanıyamazsınız çünkü karşınızda rol yapan birisi vardır. Ancak ne zaman ki karşınızdaki kişi sizin sözlerinizi tartmadan, davranışlarınızı hesaplamadan, düşüncelerinizi süzgeçten geçirmeden kabul etmeye başlar, artık farklı bir evre başlamış demektir. Ben buna ‘Mutlak Güven Evresi’ diyeceğim. Mutlak güven evresinde karşınızdaki kişinin hatalarını eleştirseniz de aradaki güven zedelenmez, taraflar birbirinin niyetinden kuşkulanmaz, geri bildirimleri açıkça yapar. “Ne olursa olsun, ondan bir zarar gelmez” düşüncesi tüm duygu ve düşüncelerin üstündedir. Böyle bir ilişki kurulduğunda aracılarla, yanlış anlamalarla zaman kaybedilmez. Sözler hep iyiye çekilir, davranışlar olumlu nedenlere bağlanır, ara bozmaya çalışan kişiler terslenir.

Eğer bu ilişkiyi gözünüzde canlandıramadıysanız, sizinle ilgili kötü bir şaka yapıldığında “O benim için böyle bir söz söylemez” diyerek kestirip atan bir dostunuzu düşünebilirsiniz. Mutlak güven alanı, art niyetli kişilerin araya girmesini engelleyen çok güçlü bir güvenlik duvarı gibidir. Bu duvarı zorla, güçle, yalanla, hileyle aşmak mümkün değildir. Ancak bu türden bir mutlak güven duygusunun da elbette bir riski vardır. Aradaki bağlantı bir iş ilişkisi de olsa, mutlak güven duygusu ilişkiyi rasyonel düzlemden duygusal düzleme taşır. Tümüyle güvendiğiniz kişinin güveninizi sarsacak bir hareketine tanık olduğunuzda, herhangi bir ilişkide o kadar da önemsemeyeceğiniz bir durum bir anda böyle bir ilişkiyi yerle bir edebilir.

Başlıkta geçen ‘Camdan Kalp’, 1990 yılı yapımı Fehmi Yaşar’ın yazıp yönettiği bir film. Genco Erkal ve Deniz Gökçer’in yer aldığı filmde Şerif Sezer de temizlikçi Kiraz rolünde yer alıyor. Eğer izleme olanağınız varsa çok güzel bir film olduğunu ekleyip sözü bu filmden hiç unutamadığım bir bölüme getirmek istiyorum. İmam nikahlı eşinin kendisini aldattığını öğrenen Kiraz bu ilişkinin üstüne gidince kocasından feci bir dayak yer ancak bu dayaktan şikâyetçi olmaz. Kocasına “Dövme ne fayda, beni öldürsen daha iyi, sen benim kalbimi kırmışsın. Kalp camdandır. Cam yapışır? Yapışmaz” diye sitem eder.

Gerçekten de güven ilişkisine dayanan ilişkilerde kalın duvarların arkasında camdan bir kalp bulunur. Güven duygusu, tıpkı cam gibi serttir, bir milim bile bükülmez, yüz üzerinden doksan dokuza düşmez, tüm sertliği ve kırılganlığıyla her zaman en üst noktada durur. Düz olarak çarptığınızda sağlamdır ama beklemediği bir yerden çok ufak bir darbe alsa bile tuzla buz olur.

Eğer çevrenizde böyle bir güven duygusu yarattığınız ilişkileriniz varsa, bunları esnetmeyin, zorlamayın, bu duyguya zarar verebilecek şeylerden kaçının. Güven duygusu yitirildikten sonra belki bir daha kurulabilir ancak aradaki ilişki hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. Neden mi?

Kalp camdandır. Cam yapışır?

Yapışmaz…

Burak Kaya